İcra takibi, alacaklının, alacağını borçludan tahsil etmesi amacıyla, herhangi bir nedenle borcunu ifa etmeyen borçludan alacağını devlet gücü ile tahsil edebilmek için İcra Müdürlüğü nezdinde başlattığı takiptir. Bir kişi, alacağını yurt içinde veya yurt dışında tahsil edebilmektedir. Borçlunun Türkiye sınırları dışarısında ikamet etmesi, ona karşı bir icra takibi başlatmaya engel değildir.
Yurt dışı icra takibi usülü kuralları itibariyle, borçlunun hangi ülkede yaşadığına göre değişmektedir.
Yurt Dışındaki Borçluya Karşı İcra Takibi Başlatabilmek İçin Yöntemler
1) Alacaklının ülkesinde bir alacak davası açmak
2) Borçlunun ülkesinde bir alacak davası açmak
3) Avrupa Ödeme Emri çıkartmak
Yurt Dışı İcra Takibi Yapabilecek Kişiler
Alacaklı niteliğine haiz olan (şahıs veya şirket fark etmeksizin ) herkes, yurt dışı icra takibi başlatabilecektir.
Kimlere Yurt Dışı İcra Takibi Başlatılabilir?
Borçlunun da kişi veya kurum olması fark etmeksizin icra takibi başlatılabilir.
Yurt Dışı İcra Takibi Nasıl Başlatılır?
1- Yurt dışı icra takibi ,Türk yargı sistemimizde olduğu gibi , birçok ülkede de ilamlı ve ilamsız takip şeklinde ikiye ayrılmaktadır. İlamlı takip bir yargı kararına veya bu güçteki başka bir belgeye dayanan takiplerdir.İlamsız takiplerde ise herhangi bir yargı kararına duyulmaz. Alacaklının elinde bir ilam yahut senet varsa takip daha da kolaylaşır. Ancak ilam veya senedin uluslararası geçerliliği olmalıdır.
2-Yurt dışı icra takiplerini açmadan evvel, alacağa sebebiyet veren sözleşme veya durum incelenmelidir. Uygulamada genellikle, şirketler arasındaki sözleşmelerden kaynaklanan alacakların tahsili için takip başlatılmaktadır. Bu durumda, sözleşmenin tarafları arasındaki dil ve uygulanmakta olan hukuk kuralları son derece önem arz etmektedir. Bu sebeple, borca sebep sözleşme üzerinde önemle durulmalı , milletlerarası ticaret hukuku kurallarına uygun çözüm yollara üretilmelidir. Bu anlamda , hukuki destek almak , alacaklı bakımından ekonomik fayda sağlayacaktır. Alınan hukuki destek sonucunda avukatınız, hangi hukuk yolunun sizin için daha avantajlı olacağını tespit edecek, somut olayın özelliklerine ilişkin, icra takibi başlatmaksızın alternatif yollar üretebileceği gibi borcun tahsil edilebilirliği hususunu da değerlendirecektir.
3-Öncelikle, taraflar arasında bir sözleşme olup olmadığı ,bir sözleşme varsa bu sözleşmeye ilişkin yetki kuralı hususu ve uygulanacak hukukun seçilip seçilmediği titizlikle incelenmelidir. Eğer seçilmiş bir yargı türü varsa ve bir ülke yetkili kılınmışsa o ülkenin hukuk sistemi dikkate alınarak icra takibi yürütülür.Ancak burada o ülkenin münhasır yetki sınırlarının aşılmaması gerekir.
4-Eğer taraflar arasında bu şekilde belirleme yapılmamışsa temel kural borçlunun bulunduğu ülkedeki hukuk kurallarına göre takip yapılır.Mahkeme tarafından verilmiş bir karar bulunuyorsa ve bu bahsi geçen ülkenin dışındaki yargı tarafından verilmiş bir ilamsa, takip için tanıma – tenfiz davalarının açılması gerekebilir.
5-Borcun tahsil kabiliyetine ve mal kaçırma durumunun olup olmadığı değerlendirildikten sonra borçlu ile iletişime geçilir. Sürecin olası sonuçları izah edilir ve borcun ödenmesi için çağrıda bulunulur. Alacaklının onayına bağlı olarak borçluya teminat göstermesi gibi şartlara bağlı olarak taksit gibi ödeme kolaylığı sağlanabilir. Bu yöntem, icra takibine nazaran daha hızlı ve ekonomiktir.
6-Borçlu ile iletişime geçmenin borcun tahsili bakımından faydasız olacağı biliniyorsa veya borçlu koşulmuş olan şartlara uyum sağlamadıysa yurt dışı icra takibi başlatılır.
7-Borçlunun icra takibine itiraz etmesi halinde veya alacağın tahsili açısından daha avantajlı olması durumunda uluslararası alacak davaları açılabilir. Bunlar tamamen somut olayın niteliklerine ve ilgili ülke kanunlarının gerektirdiklerine bağlıdır.
Avrupa’da İcra Takibi ve Alacağın Tahsili?
Yurt dışı icra takibi açısından Avrupa bölgesinde “European Payment Order” yani “Avrupa Ödeme Emri” vardır. Avrupa Parlementosu’nun 2006 tarihli çıkardığı tüzük ile Avrupa Ödeme emri uygulanmaya başlanmıştır.Yargı sistemimizdeki ilamsız ödeme emrine eş olduğu söylenebilir.
Bilinmesi gerekir ki, Avrupa ödeme emri yöntemi sadece uluslararası alacak tahsiline ilişkin bir yöntemdir.Hem borçlu hem de alacaklı Avrupa’da yaşıyorsa bu yola kullanılamaz.
Her ülke vatandaşı, bu yöntemi kullanarak Avrupa’da yaşayan borçluya karşı yurt dışı icra takibi yapabilir. Avrupa Ödeme Emri sadece Avrupa Birliği’ne üye devlet vatandaşlarının başvurabileceği bir yol değildir. Borçlunun Avrupa birliği üyesi ülkelerden herhangi birinde ikamet ediyor olması, “Avrupa İlamsız İcra Takibi” nin başlatılması için yeterlidir.
Avrupa ödeme emrinin çıkarılabilmesi için usüle uygun bir talep hazırlamak gerekir. Başvurucu takip talebi içeriğinde ; alacağın miktarını, alacağın kaynaklandığı olaylar ve uyuşmazlığı , alacağını gösterir delillerini belirtmelidir. Başvuru yaparken Tüzüğün ekinde yer alan Örnek-A formunun doldurulması gerekir. Form A müracaat edilecek mahkemenin dilinde doldurulmalıdır.Başvuruda alacaklının imzasının yer alması gerekmektedir.Bu imza fiziksel veya elektronik imza şeklinde atılabilir. Başvuru ilgili mahkemeye posta, elektronik posta, faks yoluyla veya fiziken teslim edilmek suretiyle gerçekleştirilir.
Yerleşim yeri üye ülkelerden birinin egemenlik alanı içinde bulunan bir kişiye karşı yapılacak takipler bakımından onun vatandaşlık durumuna bakılmaksızın üye ülkenin mahkemeleri yetkili olmaktadır.Talep edilen alacak, bir sözleşmeden doğmaktaysa ve sözleşmenin borçlusu da bir tüketici konumunda ise sadece tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu üye ülkenin mahkemeleri uluslararası yetkiye sahip sayılmaktadır.
Avrupa Ödeme Emri yoluna başvurulabilmesi için sağlanması gereken bazı koşullar şöyledir.
Borcun miktarı belli olmalıdır.
Emrin çıkarılması müracaatı anında borç muaccel olmuş olmalıdır.
Borcun hukuki veya ticari ilişkiler sonucunda doğmuş olması gerekmektedir.
Borcun şu durumlar sonucunda oluşmamış olması gerekmektedir: mal rejimi tasfiyesi, iflas ve aciz tasfiyesi durumunda doğan alacaklar, miras alacakları, sosyal güvenliğe dayanan alacaklar.
Başvuran, başvuruyu yaparken kasten verdiği tüm yanlış bilgiler için başvuruyu yaptığı ülke hukukunda sorumlu tutulacağını kabul ettiğini de beyan etmek zorundadır.
Avrupa ödeme emrinde mahkeme tarafından alacaklıya bir ihtar gönderilir. Bu yargılama amacıyla yapılan bir işlem değildir, icra takibi yönetimidir.
Bu ödeme emri, AB üyesi ülkelerde tanıma – tenfiz davalarını açmaya gerek kalmadan doğrudan icra edilebilir. Bu yöntem ile borçlunun Avrupa Birliği’ne üye olan herhangi bir ülkede (Danimarka hariç) yerleşim yeri yada mutat meskeninin bulunması halinde, alacakların tahsili adına takip talebinde bulunulabilir ve mahkeme bu talebin gerekli şartları taşıdığına karar verir ise borçluya ödeme emri gönderir.
Takip talebinin reddi üzerine başvurucu herhangi bir kanun yoluna başvuramayacaktır. Ancak, verilen red kararı maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp, aynı alacak için yeni bir takip talebinde bulunulabilecektir.
Avrupa ödeme emri ile takip anında muaccel olan ve genel olarak belirli miktarların altında alacakları konu edinir. Bunun haricinde diğer para alacakları için de genel ödeme emri ile takip yapılması mümkündür.
Başvuru Avrupa Birliği üye ülkelerinden birinin mahkemelerine yapılmaktadır. Gerekli incelemelerin yapılması sonrası, borçluya ödeme emri gönderilir. Tebliğden sonra borçlunun 30 günlük itiraz süresi vardır. Borçlu, itirazını ödeme emrini düzenleyen mahkemeye yöneltmelidir. Aksi halde artık takip kesinleşir ve icra edilebilir hale gelir.
Borca itiraz da elden veya e-posta , faks yolu ile gerçekleştirilebilecektir. Posta yolu ile itirazın yapıldığı durumda, itirazın yapıldığı tarih itiraza ilişkin postanın mahkemeye ulaştığı gün itibarı ile değil, postaya verildiği gün olarak ele alınacaktır.
Takibin kesinleşmesi durumunda, cebri icra borçlunun bulunduğu ülke kuralları uyarınca gerçekleştirilecektir. Bu durumda, Borçlu Avrupa Birliği üyesi ülkelerden birinde olmalıdır. Böylelikle icra edilebilir hale gelmektedir.
Kesinleşen “Avrupa Ödeme Emri borçlunun malvarlığının tespit edildiği Danimarka hariç tüm Avrupa birliği ülkelerinde tanıma veya tenfize gerek duyulmaksızın icra edilebilir hale gelmektedir.
Başvurucu/alacaklı başvuruyu avukat vasıtası ile yahut bizzat yapabilecektir. Bizler de büromuzda bu alanda hizmet vermekteyiz. Yanlış yapılmış işlemler başvurucu alacaklıyı hak kaybına uğratacaktır. Bu sebeple yurt dışı icra takibi işlemlerinin avukat vasıtasıyla yürütülmesi fayda sağlayacaktır. Hizmet talep etmek için ofisimiz ile iletişime geçebilirsiniz.
Kaynakça:
KARAASLAN, Varol “Avrupa İlamsız İcra Tüzüğü” https://jurix.com.tr/article/3949